Habertürk’te Mehmet Akif Ersoy’un sorularını yanıtlayan eski Diyanet İşleri Lideri Prof. Dr. Mehmet Görmez, Diyanet’in kan donduran evlatlık fetvası hakkında birtakım açıklamalar yaptı.
Türkiye’yi yasa boğan zelzele felaketinde binlerce vatandaşımız hayatını kaybetti. Sarsıntıda ne yazık ki anne babalar evlatsız, binlerce çocuk da ailesiz kaldı.
Depremde kimsesiz kalan bebekler ve çocukların evlat edinilmesi için de kısa müddette çalışmalar başladı. Ünlü isimler de dahil birçok vatandaşımız depremzede çocukları evlat edinmek için sıraya girdi.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı depremin üçüncü günü, hami aile olmak isteyenlerin e-Devlet üzerinden ya da zelzele bölgesinin dışında ikamet ettikleri ilin Aile ve Toplumsal Hizmetler müdürlüklerine başvurabilecekleri ile ilgili bir açıklama yaptı.
Tam bu sırada da kan donduran bir skandal patladı. Diyanet’in “Depremzede çocuklar evlat edinilebilir mi?” başlıklı sorusuna yapılan açıklamada “Evlat edinenle evlatlık ortasındaki bu ilgi sebebiyle bir evlenme mahzur doğmadığı üzere…” cümlesinin yer alması gündeme bomba üzere düşmüştü.
Tartışma yaratan bu Diyanet’in bu evlatlık fetvasına yansılar çığ üzere yükseldi. Yansıların akabinde da açıklama kısa müddette kaldırıldı.
Günler sonra ise Habertürk’te Mehmet Akif Ersoy’un sorularını yanıtlayan eski Diyanet İşleri Lideri Prof. Dr. Mehmet Görmez, Diyanet’in evlatlık fetvası hakkında kimi değerlendirmeler yaptı.
Görmez, “Bu bizim annesiz, babasız kalan yetim çocuğu konutumuza alıp onu korumamıza mani değildir. Üç kaideyle değildir. Peygamber efendimiz yetimin bulunduğu meskene rahmet olacağını bildiren muştuları vardır. Annesiz babasız çocuğa şefkat göstermek, okutmak, büyütmek. Üç kural vardır. Bir nesep savında bulunmayacaksın. Herkes biyolojik anne ve babasının kim olduğunu bilmek zorundadır. Buna riayet edeceksin.”
“Nesep eksenli bir meskene çocuk alma değil; himaye, gözetici aile olarak alacak. İkincisi, öz çocukların mirasını paylaşırken ona miras, miras hukukuna nazaran değil; lakin vasiyet üzerinden. Ki baba anne kendi mirasının üçte birini vasiyet edebiliyor. En fazla üçte birini bağışlayabiliyor. Onu himaye ettiği çocuğa bağışlayabilir. Üçüncü konu da mahremiyet problemi.”
“Kur’an-ı Kerim’in kim kimle evlenebilir, kim kimle evlenemez çok açıktır. Mahremiyet kendi çocuklarımıza karşı sahip olmak durumundayız. Şayet meskende bu türlü bir çocuğu yetiştirirsek elbette mahremiyet temeldir. Bütün bunların bir tarafa bırakılıp, mahremiyet içinde evlenebilir, evlenemez tabirinin başa konması yanlışsız değildir. Problem bunun topluma izah edilememesi problemidir. Fetvanın tabanında sorun var. Bu hepimizin ortak meselelerinden bir tanesi. Arkadaşlarım beni bağışlasınlar, Diyanet nöbetimizde en çok tokat yediğimiz yerlerden bir tanesi daima fetvalar oldu.”
‘Gençleri ve insanları kuşatacak lisanı ortaya koyamadık. Bu eleştiriyi kendime yöneltiyorum bir hoca olarak. Bizim bu lisanı düzeltmemiz lazım. Ona verilen yansılar. Bir yanılgıyı düzeltirken öteki bir yanılgı kusur yapmamalıyız. Gündeme getiriliş üslubu sahiden üzücü oldu. Hele hele sarsıntının ikinci hafta konuşulmasından çok da muazzep oldum, onu da tabir etmek isterim. O tabirlerden bu türlü bir çıkarımda bulunmak gerçek değildi.’ tabirlerini kullandı.
Prof. Dr. Mehmet Görmez’in açıklamasını buradan dinleyebilirsiniz: